12 Nisan 2016 Salı

ÇAĞDAN KOPUŞ, Ali Naili ERDEM "Yüksek teknolojiden bir hayli geride kaldık..."

ÇAĞDAN KOPUŞ 
Ali Naili ERDEM
Yüksek teknolojiden bir hayli geride kaldık.
2000 yılının teknolojisiyle ürünlerimiz üretiliyor. Sonuçta kişi başına gelirimiz geriledi. 20 bin olarak hedeflenen rakamdan uzaklaştığımız gibi 10 bin rakamından da 8 bine düştük.
Çağ ekonomi çağıdır. İnsanların karınları nasihatle doymuyor. Teknolojinin ürettiklerinden tüm insanların yararlanmasını sağlamak iktidarın görevidir. 
Biri yer, biri bakarsa kıyamet kopar. Adil devlet insan onuruna yakışır bir ortamı var eden devlettir. 
Dünya nimetlerini sadece ve yalnızca yandaşlarına veren iktidarlar, haksızlıkların aracı olmakta kalmazlar, ahaliyi düşman kamplara bölerler. 
Anayasamıza göre demokratik, sosyal bir hukuk devletiyiz. Bu nedenle de iktidarlar ahalinin hepsini sevgiyle kucaklamalıdır. 
Halkın bir kısmı okşanırken, bir kısmı tokatlanırsa devletin sosyal yönü de, adil yönü de, hukuk yönü de bitmiştir. 
Ortaçağ asırlarca geride kaldı.
Cumhuriyet evrensel normları yozlaşmadan, bilimsel olarak algılanmış ve kültürü devletin temeli kılmıştır. 
Cumhuriyetimizin temeli kültürdür. Kültür bir toplumun ürettiği maddi ve manevi ürünlerin toplamıdır. 
Teknolojik ve biyolojik alanda üretme, tarım, ekim, çoğalma ve yetiştirme olan kültür estetik alanda güzel sanatlardır. 
Bale güzel sanatların içinde yer alır. İki muhterem baleyi yasakladı.
Çağdaşlaşmaya idrakleri yetmeyenler uygarlıktan koparlar. Bu bir geriye düşüştür. 
Cumhuriyetin özelliği ise yürüyen, yürüdükçe yenileşen, yenileştikçe de yürüyen bir inkılap hareketidir. 
Yenileşen teknolojiden uzak kalma ıstırabına güzel güzel sanatlardan da uzak kalmanın eklenmesi ülkeyi statik kalıplara tutsak kılar.
Bu donmadır. Donup kalmadır. 
Ülke olarak yaşadığımız sıkıntıların çoğunda bilimsellikten, bilimsel düşünceden, üreten zekadan ve sanattan kopma vardır.
Bilimsellikten adeta rahatsızız. “Benim oğlum bina okur. Döner döner onu okur” mantığı içindeyiz sonuçta kellim kellim la yem fa açmazında teslim olmuş haldeyiz. Böylesine çorak bir sosyal ortamda ihracatımızı çoğaltmak, milli gelirimizi artırmak ve bireylerin hayat seviyesini yükseltme çalışmalarının yapılması gerekirken havanda su dövmek talihsizliktir. 
Batılaşmayı kendi özünden kopma olarak yorumlayanlar dünler için de vardı bugün de vardır.
Baleyi gâvur kültürü olarak tanımlayanlar bu muhteremlerdir. Yanlış düşünmektedirler. Bale evrensel bir sanattır ve kültürümüze ters düşen bir yönü de yoktur. 
Yasaklayanlar iki eğitimcidir. Yani aydınlığın temsilcileridirler. Sanatsız bir toplumun uygarlaşmayacağını bilmeleri gerekir. 
Bale bizim kültürümüzde dünler için de vardı, bugün de vardır. 
Sanata bir bütün olarak algılamaktan uzaklaşmak vücudun bir organını feda etmek gibidir. 
Güzel sanatlarda Sanayi-i Nefise denen sanatların tümü uygar ülkelerin sosyal havasını güzelleştirir. 
Güzellik kadar fayda birlikteliği modern dünyayı var eden ve huzur, zenginlik, barış her gün her yurttaşın dünyasını donatır. 
21. yüzyılı bilmeden o yüzyılda yaşayanların duygu ve düşüncelerinin hiçbir yerde itibar görmemeleri asıldır. 
Aksine görüş karanlığa gidiştir. (GÖZLEM GAZETESİ: 15.5.2015)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder